21:23 - Pekmezdeki bilinmeyen gizli tehlike! Bu şekilde tüketmek büyük problem kanser yapıyor!
20:43 - Kaliteli vede Sağlıklı Bir Yaşam İçin Sizlere Yedi Altın Kural
20:40 - Zihinsel olarak Ruhsal Sağlığımızı Korumak
20:38 - Kalp Sağlığımızı Koruyan Gıdalar ve Özellikleri
20:31 - Karın bölgesi yağı nasıl kaybedilir? Yağ Yakma Yöntemleri!
20:29 - Gıda Besin Zehirlenmesinin Belirtileri Bakın Nelerdir? Gıda Zehirlenmesinde Neler Uygulanmalı
20:25 - Boğaz Yanmasına Neler Neden Olur? Nasıl İyileşir Geçer?
20:03 - Akne Nedir vede Neden Olur? Evde Oluşacak 5 Doğal Akne Maskesi
20:01 - Kalp Sağlığınızı Koruyan Bazı Önemli Öneriler
19:14 - Taze ve Parlak Bir Cilt İçin En İyi Üç Limon Maskesi Tarifi
15 yıl önce, Bursa ile Eskişehir arasındaki yolda meydana gelen büyük bir otobüs kazası, küçük bir çocuğun kaderini değiştirdi. Bu çocuğun adı Mehmet’ti. Kazadan sonra herkes onun öldüğünü düşündü. Ancak gerçekte, Mehmet’i Balıkesir açıklarında yaşlı bir balıkçı olan İsmail Dede kurtardı.
Mehmet, ne soyadını ne de ailesini hatırlıyordu. Kolunda sadece üzerinde “Mehmet” yazılı paslı bir bilezik vardı. İsmail Dede onu evine götürdü, büyüttü, ama Mehmet hep kim olduğunu merak etti.
Zorluklara rağmen Mehmet pes etmedi. Limanda çalıştı, okuluna devam etti. Yıllar içinde burs kazanarak yurt dışına gitti. Çok çalıştı, teknoloji alanında başarılı oldu ve İstanbul’da kendi dijital şirketini kurdu. Fakat içinde hep bir boşluk vardı: ailesi.
Mehmet, kendi imkânlarıyla özel araştırmacılar tuttu. Aylarca süren aramalardan sonra, gerçek anne ve babasının Ahmet ve Ayşe Yılmaz olduğunu öğrendi. Aile, İzmir’de yaşıyor ve büyük bir mobilya mağazası zincirine sahipti. Ayrıca artık iki çocukları daha vardı: Elif ve Murat.
Yıllar önce oğullarını kaybettiklerinde her yerde aramışlardı. Ama zaman geçtikçe, acıları azaldı ve Mehmet yavaş yavaş unutuldu.
Mehmet onlara kızmadı. Sadece kalplerinde hâlâ ona yer olup olmadığını görmek istedi. Gerçek kimliğini hemen söylemek istemedi.
Bir gün öğleden sonra, Yılmaz ailesinin büyük evinin kapısında tekerlekli sandalyede genç bir adam belirdi. Üzerinde sade kıyafetler vardı. Yüzü güneşten yanmıştı ama gözlerinde derin bir sakinlik ve sevgi taşıyordu.
Titreyen bir sesle kapıyı çalan görevliye şöyle dedi:
“Affedersiniz… Benim adım Mehmet. Çocukken terk edildim. Yıllar önce bir oğullarını kaybeden bir ailenin burada yaşadığını duydum. Sadece… hâlâ onu hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmek istedim. Devamını Okumak İçin..Ayrıntılar diğer sayfada haberimiz detayındadır..HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN FOTOĞRAF ÜZERİNDEN DİĞER SAYFAYA GEÇİŞ YAPINIZ.