21:23 - Pekmezdeki bilinmeyen gizli tehlike! Bu şekilde tüketmek büyük problem kanser yapıyor!
20:43 - Kaliteli vede Sağlıklı Bir Yaşam İçin Sizlere Yedi Altın Kural
20:40 - Zihinsel olarak Ruhsal Sağlığımızı Korumak
20:38 - Kalp Sağlığımızı Koruyan Gıdalar ve Özellikleri
20:31 - Karın bölgesi yağı nasıl kaybedilir? Yağ Yakma Yöntemleri!
20:29 - Gıda Besin Zehirlenmesinin Belirtileri Bakın Nelerdir? Gıda Zehirlenmesinde Neler Uygulanmalı
20:25 - Boğaz Yanmasına Neler Neden Olur? Nasıl İyileşir Geçer?
20:03 - Akne Nedir vede Neden Olur? Evde Oluşacak 5 Doğal Akne Maskesi
20:01 - Kalp Sağlığınızı Koruyan Bazı Önemli Öneriler
19:14 - Taze ve Parlak Bir Cilt İçin En İyi Üç Limon Maskesi Tarifi
Türkiye’nin en yoğun nüfuslu ve ekonomik açıdan en önemli şehri olan İstanbul, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Kumburgaz ve Adalar kolları üzerinde yer alması sebebiyle yüksek derecede deprem riski taşıyor. Uzmanların sık sık uyardığı “büyük İstanbul depremi” olasılığı, şehirdeki yapı stokunun durumu ve zemin yapısıyla birleştiğinde riskli bölgelerin daha net biçimde ortaya konulmasını gerekli kılıyor.
Deprem Riskini Belirleyen Faktörler
AFAD, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve çeşitli üniversitelerin çalışmalarıyla hazırlanan güncel deprem risk haritalarında; ilçelerin risk düzeyi belirlenirken şu temel faktörler göz önünde bulunduruluyor:
Fay hattına olan mesafe
Zemin sıvılaşma potansiyeli
Alüvyon zemin varlığı
Mevcut yapı stoğunun yaşı ve dayanıklılığı
1999 Gölcük Depremi sonrası yapılan yapıların durumu
Deprem Riski En Yüksek İlçeler (1. Derece Riskli Alanlar)
İstanbul’un bazı ilçeleri, zayıf zemin yapıları, eski yapı stoğu ve fay hatlarına yakınlıkları nedeniyle yüksek risk grubunda yer alıyor. İşte dikkat çeken tehlikeli bölgeler:
Avrupa Yakası’nda Yüksek Riskli İlçeler
Avcılar: Küçükçekmece Gölü’ne ve Marmara Denizi’ne yakınlığı, alüvyon zemin ve 1999 öncesi yapı yoğunluğu nedeniyle çok yüksek risk taşıyor. Ambarlı ve Haramidere, özel dikkat gerektiriyor.
Küçükçekmece: Menekşe, Kanarya gibi mahalleler sıvılaşma riski taşıyor.
Bakırköy: Özellikle sahil kesimi ve Ataköy dolgu alanları nedeniyle tehlikeli.
Beylikdüzü: Gürpınar ve çevresi, zeminsel riskler nedeniyle öne çıkıyor.
Zeytinburnu: Eski yapıların çokluğu ve fay hattına yakınlığı bu ilçeyi çok tehlikeli yapıyor.
Fatih: Cankurtaran, Süleymaniye, Edirnekapı gibi mahallelerdeki tarihi ve eski yapılar ciddi tehlike altında.
Bahçelievler, Güngören: Zayıf zemin ve eski binalarla riskli bölgeler arasında.
Anadolu Yakası’nda Yüksek Riskli İlçeler
Kadıköy: Özellikle Fikirtepe gibi hızlı yapılaşma görmüş bölgelerde, yüksek binalar ve zemin uyumsuzluğu risk yaratıyor.
Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla: Sahil şeritleri özellikle sıvılaşma açısından riskli; iç kesimler daha güvenli.
Üsküdar, Ümraniye, Ataşehir, Sancaktepe, Sultanbeyli: Yer yer fay hatlarına yakınlık ve zemin yapısı nedeniyle dikkatli olunmalı.
Adalar: Hem yapı stoğu eski hem de fay hattına oldukça yakın, dolayısıyla risk çok yüksek.
Deprem Riski En Düşük İlçeler (4. Derece Riskli Alanlar)
İstanbul’da bazı bölgeler jeolojik açıdan daha sağlam zeminlere sahip ve büyük deprem riskine karşı görece daha dayanıklı. Ancak bu, her binanın güvenli olduğu anlamına gelmiyor. Zemin kadar bina kalitesi de önemli.
Düşük Riskli İlçeler ve Güvenli Bölgeler
Çatalca: İstanbul’un en düşük deprem riski taşıyan ilçesi. Karacaköy gibi iç bölgelerde zemin oldukça sağlam.
Arnavutköy, Eyüpsultan, Sarıyer: Fay hatlarından uzak ve sağlam zemin yapısına sahip bölgeler.
Beykoz: Kıyıdan uzak yüksek alanlar güvenli kabul ediliyor.
Şile: Karadeniz kıyısındaki bu ilçe, zemin özellikleri nedeniyle avantajlı.
Çekmeköy: İç kesimleri güvenli zemin yapısı nedeniyle öne çıkıyor.
Şişli (Maslak): Yer altı kaya yapısı sayesinde yüksek binalar için uygun ve güvenli.
Silivri & Büyükçekmece (sahil hariç): İç kesimlerinde alüvyon olmayan zemin sayesinde daha az riskli.
Başakşehir: Yeni yapı stoku ve zemin özellikleriyle orta-düşük risk grubunda yer alıyor.
Uzmanların Önerileri: Bina Bazlı Analiz Şart
Jeoloji ve deprem uzmanları, genel bölge değerlendirmelerinin yanı sıra bireysel bina testlerinin de yapılması gerektiğini vurguluyor. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Aynı sokakta bile zemin farklılık gösterebilir. Bu yüzden parsel ve bina bazlı analizler büyük önem taşıyor.” derken, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy da Aydos, Çamlıca ve Kartal sırtları gibi bölgelerin güvenli kabul edilse de yapı kalitesine dikkat edilmesi gerektiğini ifade ediyor.